İran’a İhracat İkiye Katlanıyor - İTHİB Ticaret Heyeti İle Ön Plana Çıktı

İran’a İhracat İkiye Katlanıyor - İTHİB Ticaret Heyeti İle Ön Plana Çıktı

Son dönemde ticaret dünyasında yıldızı parlayan İran’ın ihracat kanadında aralanan fırsat kapıları göz kamaştırıyor. İran’a yıllık 300 milyon doların üzerinde ihracat yapan Türk tekstil sektörü pazardaki fırsatları yakalamak üzere kolları sıvadı.

İTHİB Başkanı İsmail Gülle başkanlığında Türkiye’den 30 tekstil firması 2-5 Ekim 2015 tarihleri arasında İran’a ticari işbirliği amacıyla ziyarette bulundu. İranlı tekstil ve hazır giyim firmaları ile yoğun temaslarda bulunan heyet, iki ülke arasında var olan kültürel ve coğrafi yakınlığın ticaretin gelişmesine köprü olacağı kanaatinde. İran’da tekstil alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, ülkede sermaye anlamında bir sıkıntı olmadığını, ancak İran’ın ambargo nedeniyle yıllarca üretim know how’ı ve teknoloji konusunda dünyanın çok gerisinde kaldığını söyledi. Türkiye’nin bu anlamda know how’ına, hammadde ve teknolojisine ihtiyaç duyduklarını anlatan liderler, “Yardımınıza ihtiyacımız var” çağrısında bulundu.

Başkent Tahran’daki Espinas Otel Konferans Salonu’nda İTHİB tarafından düzenlenen toplantıda konuşan İTHİB Başkanı İsmail Gülle, ambargoların kalkmasından sonra iki ülke arasındaki işbirliğinin daha da artacağını ümit ettiğini söyledi. Gülle, “Birbiriyle tarih boyunca yan yana omuz omuza olmuş iki ülkenin ticaretini arttırmaları son derece doğaldır. Fakat bu İran’a yıllarca uygulanan ambargo nedeniyle engelledi. Ambargo kalktıktan sonra bundan sonraki sürecin daha iyi olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin 20 yıl içerisinde tekstil ve hazır giyimde ciddi mesafeler kaydettiğini dile getiren Gülle şöyle konuştu: “Bu bizim için bir iftihar vesilesidir. Etrafımızdaki ülkelerde herkesin doğal gazı ve enerjisi var. Sadece biz bu enerjiden yoksunuz. Başlangıçta buna üzülmüştük. Fakat netice itibariyle bu durum bizim başarılı insan profilimizin güçlenmesine sebep oldu. Bizim enerjimiz de sanayici ve ihracatçımız oldu. Türkiye’de koca bir endüstriyi meydana getirdiler. Bu önemli bir avantaj” dedi. Türkiye ile İran arasında tarihi yakınlık olduğuna vurgu yapan İsmail Gülle, “Bugüne kadar bu yakınlığı yeterince değerlendiremedik. Bundan sonra bu yakınlığımızı değerlendirerek karşılıklı ticaret ve ilişkilerimizin artmasını istiyoruz. İnşallah buradaki karşılıklı görüşmelerde bu doğrultuda iş imkanları doğacaktır” şeklinde kaydetti.

İran Tekstil Üreticileri ve İhracatçıları Birliği Başkanı Mehdi Yekta da yaptığı konuşmada, “Türkiye tekstil sektöründe İran’a ihracatını arttırmak istiyorsa kalitesiz mal göndermemeye ve kalitesini korumaya özen göstermelidir” dedi.

Türkiye, İran’a geçen yıl 315 milyon dolar tutarında tekstil ürünü ihraç etti. Bu rakamın bu yılın sonunda 500 milyon dolara ulaşması bekleniyor. İran’ın toplam tekstil ürünleri ithalatı ise yıllık 7 milyar dolar civarında. İTHİB Organizasyonunda düzenlenen ve iki gün süren etkinlik boyunca Türk Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları yaklaşık 200 civarında B2B görüşmesi ile İran’a yönelik ihracatımızın arttırılması için son derece verimli bir görüşme trafiği gerçekleştirdiler.

Bundan sonraki süreçte iki ülke arasında bankacılık sisteminin çok daha doğru çalışmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç olduğunu da değinen İsmail Gülle, “Bu yönden İran’a önemli görevler düşüyor. İran bizim 5’inci büyük pazarımız. Tercihli pazar çalışmasının tekstil sektörüne katkılarıyla bu büyümekte olan pazarda ciddi bir gelişme içerisindeyiz. Bu sene diğer ülkelerde tekstil olmak üzere çeşitli alanlarda ihracatımızda düşüş yaşamamıza rağmen, burada artı sağladığımızı söyleyebilirim. İran, ticaretimizin artı verdiği ülkelerden biridir. Biz buraya geliş gidişlerimizde bununla ilgili çok dönüş almıştık. Aralarında İran’a ilk defa gelen yaklaşık 50 iş adamıyla birlikte görüşmeler yapmak üzere Tahran’a gelmiş bulunuyoruz. Şu ana kadar bizden yardımlarını esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanımıza teşekkür ediyorum. “ şeklinde konuştu.

İran’ın Türkiye’nin hedef pazarlarından biri olduğuna değinen İTHİB Başkan Yardımcısı ve BTD Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Bilici, bu pazara yapılan ziyaret ile Türk tekstil firmalarının İran pazarında ki firmalar ile B2B görüşmeler yaptıklarını söyledi. Yaklaşık 150 İran firmasının görüşmelere katıldığını belirten Bilici, “Ticaret heyetinde yer alan 30 Türk firmasının her biri yaklaşık 15 firma ile görüşme fırsatı yakaladı. Beraber gittiğimiz firmaların geneli bu ziyaretten memnun olarak döndü. Bu pazara yönelik olarak 6 ayda bir bu tarz bir ticari ziyaret yapmanın doğru olacağı kanaatindeyim. İki ülke arasındaki ilişkiyi sıcak tutmak ve pazardan çıkmamak adına böyle bir proje yapmayı planlıyoruz. İran’da ambargonun etkisi kalktıkça orada ciddi bir iş potansiyelinin açığa çıkacağı ortada. Biz de firma olarak da bu pazarda yeni bir başlangıç yaptık. Daha önce küçük de olsa ticari faaliyetimiz vardı. Bu ziyaretler ile yeni firmalar ile tanışmış olduk. İran’ın hem aksesuar hem de kumaş anlamında Türkiye’nin çok önemli bir pazarı konumuna kısa zamanda geleceğine inanıyorum” diyor.

En büyük avantaj tekstilde İran pazarında tekstil sektörünün diğer bütün sektörlerden daha fazla ihracat fırsatları sunduğunu belirten İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Şimşek Etiket Yönetim Kurulu Üyesi Osman Ege, “İran pazarını Türkiye’nin 20 yıl önceki haline benzetiyorum. Laleli ve Osmanbey piyasasının eski haline benziyor bu Pazar. İran’da gördüğümüz kadarıyla bir üretim var ancak dışarı açılamadıkları için yeterli oranda kaliteli malzeme almak noktasında sıkıntı yaşıyorlar. Para transferi konusunda yaşanan sorunların çözülmesinden sonra dünyanın her tarafından özellikle kumaş ve yan sanayi ürünleri alarak daha fazla konfeksiyon üretimi yapacaklarını söyleyebiliriz. Tekstil sektöründe bu pazarda çok büyük potansiyel olduğunu düşünüyorum. Bu pazarda bu potansiyelin üzerine giderek devamını getirmemiz gerekiyor. Bundan sonra ticari heyetlerden ziyade bu pazara kapsamlı fuarlar ile yer almak gerektiğini düşünüyorum. Konfeksiyonda gelişmek isteyen bir pazarda tekstil için ortaya çıkan avantajları değerlendirmemiz gerekiyor. İlk defa gittiğim bir ülke olarak yaptığımız temaslar sonucunda da iş bağlantısı yaptık. İran’da beklediğimden daha fazla modern ve yeniliğe insanlar ile karşılaştım” diyor.

Türkiye’yi iyi tanıyorlar İran’ın yıllarca ambargo altında olan bir ülke olmasına rağmen halen Ortadoğu’nın birçok ülkesinden düzen, altyapı ve toplum davranışları olarak önde olduğunu söyleyen İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Diktaş Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Denizer, “Ambargonun kalmasıyla beraber Amerika’daki bekleyen paraların İran’a yatırım ve altyapı olarak girmesiyle birlikte arayı çok hızlı şekilde kapatacaklarına inanıyorum. Türkiye kadar nüfusa sahip olan İran, kendi pazarı için öyle ya da böyle tüm tekstil kalemlerinde üretime sahip, düşük kaliteli ama hacimli üretimini ağırlıklı olarak Uzakdoğu ülkelerinden başta Çin’den olmak üzere hammadde ve ara mamul olarak temin ediyor. Az da olsa üst kalite ihtiyaçlarını da Türkiye’den alıyor. Türkiye’deki bütün hammadde tedarik zincirini gayet iyi öğrenmişler. Tahtakale’den, Merter’e, Sultanhamam’dan Osmanbey’e kadar ufak, büyük toptancılar ve fabrikalara bilgi ve erişimleri var. Hatta Türkçe konuşmaları sayesinde bir adım öne geçebiliyorlar. Ödeme ve vadelerde Türk alıcılarının alamadığı ayrıcalıklara sahipler. İran ilerde ihracatta yönelirse bizim için daha cazip bir pazar olabilir. Yoksa son on senedir ne alıyorlarsa aynı şekilde devam eder. Yurtdışı alıcılar sayesinde ancak kaliteyi yakalarlar. Şirket olarak bizim el örgü ve çanta, ayakkabı sektörü için olan dikiş ipliklerinde büyük bir pazar var İran’da. Kontrollü, riske girmeden yapılacak satışla büyüme ihtimali olan bir pazar. Riskli gördüğümüzden dolayı kontrollü bir şekilde satışlarımız var” dedi.