10. İstanbul İTHİB Uluslararası Kumaş Tasarım Yarışması

10. İstanbul İTHİB Uluslararası Kumaş Tasarım Yarışması

İTHİB KUMAŞ TASARIM YARIŞMASI 10’UNCU YILINDA KUMAŞI SAĞLAM 10 NUMARALI GENÇLERİ SEKTÖRE KAZANDIRDI. İTHİB, 10’UNCU YILINA ÖZEL SÜRPRİZLERİYLE KONUKLARA UNUTULMAZ BİR GECE YAŞATTI. YARIŞMANIN KAZANANLARI İSE BİRİNCİ KENAN SAATÇİOĞLU, İKİNCİ UFUK AKKAYA, ÜÇÜNCÜ DİDEM TAŞDEMİR OLDU.

Yarışmada birinci olan tasarımcı 20 bin lira para ödülünün yanı sıra, Ekonomi Bakanlığı desteği ile yurt dışında eğitim imkânı ve altı ay yabancı dil eğitim hakkı kazandı. Yarışmada ikinciye 10 bin, üçüncüye de 5 bin lira para ödülü verildi. Dereceye giren yarışmacılar ayrıca İTHİB tarafından dünyanın en prestijli fuarı olan Première Vision Paris’e gitme şansına da sahip oldu.

Tekstil sektörünün yaratıcı gücü­nün yükselmesine, özgün tasarımlar yaratma ve satma isteklerinin güçlendirilmesine katkı sağlayan İTHİB Kumaş Tasarım Yarışma­sı, 10’uncu yılını görkemli bir final ile 22 Ekim’de Çırağan’da düzenlendi. İTHİB Ku­maş Tasarım Yarışması Jürisi tarafından belir­lenen 10 tasarımcı adayı “Yine Yeni Yeniden Tasarla” yarışma mottosu ile dizayn ettikleri kumaşları sergiledi. Finalde, 10 finalistin üretilen altı tasarımı özel bir sunum ile yerli ve yabancı basın mensupları, akademisyenler ve çalışmaları ile tekstil sektörüne yön veren İTHİB üyelerinden oluşan jüriye ve seçkin davetlilere sunuldu. Finale kalan 10 tasarım­cının ürettiği kumaşlar, ünlü modacı Hakan Akkaya’ın düzenlediği bir defilede sergilendi. İş, moda ve sanat dünyasından oluşan jürinin değerlendirmesi sonucunda genç tasarımcı Kenan Saatçioğlu’nun tasarımları ilk sırayı al­dı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, tekstil sektörünün duayenlerinden Halit Na­rin de katıldığı ödül töreninde Ufuk Akkaya ikinci, Didem Taşdemir ise üçüncü oldu. Katılımcılar yarışmaya dokuma, örme, baskı ve dokusuz yüzeyler olmak üzere dört üretim tekniğinden en fazla ikisiyle katılabilecek.10 finalist; Ayşe Şahin, Bahriye Ölmez, Büşra Balota, Didem Taşdemir, Evrim Terkeşli, Kenan Saatçioğlu, Nilufer Ünay Çubukcu, Reyhan Polat, Serap Aydemir, Ufuk Akkaya oldu. Jüride tekstil sektörünün önde gelen isimlerinden Süleyman Orakçıoğlu, Ekrem Akyiğit ve Tamer Pala gibi isimlerin de yer aldığı yarışmada birinci olan tasarımcı 20 bin lira para ödülünün yanı sıra, Ekonomi Ba­kanlığı desteği ile yurt dışında eğitim imkânı ve altı ay yabancı dil eğitim hakkı kazandı. Yarışmada ikinci ye 10 bin, üçüncüye de 5 bin lira para ödülü verildi. Dereceye giren ya­rışmacılar ayrıca İTHİB tarafından dünyanın en prestijli fuarı olan Première Vision Paris’e gitme şansına da sahip oldu.

10 numara işler 10 numara insanlarla yapılır

Yarışmanın finalinde konuşan İTHİB Başka­nı İsmail Gülle, ayrı bir heyecan duyduğunu ifade ederek gençlerin tekstil sektörüne katılması adına yarışmaya destek olan tüm isimlere teşekkür etti. Yarışmanın 10’uncu yılına ithafen 10 rakamına vurgu yapan İsmail Gülle, “10 çok önemli bir rakam. Ta­kımlarda 10 numarayı özellikle belirlemeye çalışırız, çünkü değerlidir. Bir insan için deriz ki ‘10 numara adam’. Yapılan iş çok iyiyse ‘10 numara iş’ deriz. Değer verdiğimi­zi belirtmek, yapılan işin kalitesini belirtmek için 10 rakamını kullanırız. Bu yarışmanın 10’uncusunu yapmak bizim için çok önemli. Ama asıl önemli olan bu 10 yıllar içerisinde 10’larca öğrencimizi bu sektöre kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çok mut­luyuz, gururluyuz. Onlar bizim yüzümüzü güldürdü. Çünkü 10 numara işler 10 numa­ra insanlarla yapılır” ifadelerini kullandı.

Göze hitap ediyoruz, dünyanın gözbebeğiyiz

Tekstil sektöründe Ar-Ge çalışmalarını artır­mak amacıyla Alman Aechen Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi ile İTA arasında ger­çekleştirdikleri işbirliği protokolüne ilişkin bilgi veren İsmail Gülle, “Bütün tekstil ih­racatçı birliklerinin ortak olduğu merkezin protokolünü imzaladık. Bilgisayarınız var­dır, kullanmazsanız bilgi alamazsınız. Akıllı telefonunuz vardır, onu kullanmak için on­dan daha akıllı olmanız gerekir. O yüzden biz bu Ar-Ge merkezini kuruyoruz ki bize geri dönsün diye. 4 yıllık bir çalışmanın sonunda imzaları attık. Bize destek olan Ekonomi Bakanlığımıza ve ihracatçı birlikle­rimize teşekkür ediyorum” dedi. Gülle, şöy­le devam etti: “Belarus ticaret heyetimiz de bugün etkinliğimize katıldı. Premiére Vision Fuarı’ndan değerli katılımcılarımız var. Kıy­metli hocalarımız da burada. Değerli öğren­cilerimizi yetiştiren, çocuklarımızı emanet ettiğimiz elleri öpülesi öğretmenlerimize de emekleri için teşekkür ediyorum. Defilede tüm çalışmaların son noktasını görüyor­sunuz. Arka tarafta çok ciddi bir çalışma hikâyesi var. Bu yarışma bittiği andan itiba­ren gelecek dönemi için çalışmaları başlıyor olacak. Koca bir fabrikayı bir öğrencinin ha­yalini gerçekleştirmek için hizmetine veren sponsorlarımıza da çok teşekkür ediyorum. Bir araya gelmeden ortaya bir şey çıkmıyor.” İTHİB’in yeni logosunu da tanıtan İsmail Gülle, “Tekstil sektörü olarak ‘Göze hitap ediyoruz, dünyanın gözbebeğiyiz’ dedik ve bunu da logomuza yansıttık. Bitti denilen sektör on numara işler yapıyor. 10 yıldır gençleri sektöre kazandırıyor, Alman teks­til sektörü ile Ar-Ge de işbirliği anlaşması imzalıyor. On numara insanların çalıştığı, on numara bir sektörüz. Bunun gururu bize yeter” dedi.

Daralan dünya ticaretine rağmen ihracat

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de yaptığı konuşmada katma değeri yüksek ürünler için, Ar-Ge, inovasyon, marka ve modanın önemine bir kez daha dikkat çekti. Geçtiği­miz yıl, tekstil ve hammaddeleri ihracatımı­zın 8,9 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyleyen Mehmet Büyükekşi, “2015 yılının dokuz ayında ise, ihracatımız 6 milyar dolara yaklaştı. Euro/dolar paritesindeki gerileme tüm sektörlerimizi olduğu gibi tekstil sektö­rümüzü de etkiliyor. Çünkü tekstil ihracatı­mızda AB’nin payı yüzde 46. Paritenin geri­lemesinin dokuz ayda tüm ihracatımıza ma­liyeti 10 milyar dolara yaklaştı. Sadece tekstil sektörüne maliyeti ise 600 milyon dolar oldu. Ama geçen sene ile karşılaştırdığımızda kilog­ram bazında tekstil ihracatı yüzde 5 arttı. Eu­ro bazından bakıldığında ise sektörün AB’ye ihracatı yüzde 6 artış gösterdi. Dolayısıyla tekstilcilerimiz, tüm dünyaya ve Avrupa’ya daha fazla mal satıyorlar. Dünya ticaretinin daraldığı bu atmosferde pazar pazı kazanarak yollarına devam ediyorlar” diye konuştu.

Emek yoğun sektör

Türk tekstil sektörünün dünya ticaretinden aldığı payın geçen sene yüzde 3,1 olduğunu, bu sene de bu oranın daha da yukarılara çekeceklerini söyleyen Mehmet Büyükekşi, “Tekstil sektöründe 2023 hedefimiz 20 mil­yar dolar ihracat gerçekleştirmek ve dünya ihracatından yüzde 4,4 pay almak” dedi. Bu hedeflere ulaşmanın başında katma değerin yükseltilmesi geldiğini belirten Mehmet Bü­yükekşi, inovasyonda, Ar-Ge’de, tasarım ve markalaşmada hızlı adımlar atılmasının altı­nı çizdi. “Tüm bu adımlar, en büyük serve­timiz olan, nitelikli beşeri sermayemiz saye­sinde inanıyoruz ki, başarıya ulaşacak” diye konuşan Mehmet Büyükekşi, konuşmasına şöyle devam etti: “Özgün tasarımları olan, birçok yetenekli genç arkadaşımız ve onlara koçluk eden başarılı modacılarımız bu ser­mayemize, güzel bir örnek teşkil edecek. Ta­sarım, buluş ve teknolojiye katkı sağlayacak rol modellerin olması, bu anlamda özel bir öneme sahip. Beceri; ancak eğitim ve çaba ile bir arada olursa, ticarete ve kalkınmaya etki sağlar. Bildiğiniz gibi tekstil, son derece emek yoğun bir sektör. Aynı zamanda, mar­kalaşma ve tasarım ile katma değerini hızlı artırma potansiyeline sahip. Bu potansiyeli hayata geçirmek için ürün ve süreç tasarım­larını tarihi bir biçimde değiştirebiliriz. Bu şekilde tüketici taleplerini ve dünya trendle­rini yakalayabiliriz.”

Teknoloji tabanlı teknik tekstil ürünleri ihracatı artıracak

Önümüzdeki dönemde akıllı kumaşların, akıllı giyilebilir çözümlerin ve fonksiyo­nel kullanıma elverişli teknik tekstilin öne çıkacağını söyleyen Mehmet Büyükekşi, “Rekabetçi olduğumuz konvansiyonel tekstil ürünlerinin yanı sıra teknoloji tabanlı teknik tekstil ürünlerinin geliştirilmesi ile ihracat potansiyelimizin artacağına inanıyoruz” dedi. Büyükekşi, “Süreçlerde ise; ‘Hızlı moda’nın önem kazanmasıyla ‘tasarım inovasyonları öne çıkacak. ‘Dijital inovasyonlar’ ile son kul­lanıcıya, katma değeri daha yüksek ürünlerin satışı artacak. Tüm bu trendleri ve öngörüleri yakından takip ederek genç tasarımcılarımı­zın dinamizmi ve ihracatçılarımızın girişimci azimleriyle uzun vadeli hedeflerimize ulaşa­cağımıza tüm kalbimizle inanıyoruz” dedi.